9 Kasım 2014 Pazar

BİR YOL MACERASI

Nerden aklıma düştü bu Grand Canyon bilinmez ama son 5-6 senedir bir Grand Canyon takıntım vardı.  Sonunda bu hayallerime kavuştum ve dünyada görülmesi gerekli yerler listemden bir yer daha eksiltmiş olmamin dayanılmaz hafifliği sardı içimi.

Bu sene Amerikan Radyasyon Onkolojisi Kongresi (ASTRO) San Francisco daydı. Kongreye katılacağım kesinleşince hemen Grand Canyon progmamıma başladım. Sevgili meslektaşlarım Öznur ve Zeynep bana eşlik etmeye karar verince olay daha da bir boyut kazandı benim için.

Sonunda beklenen gün geldi çattı. THY'nin Los Angles uçağında yerlerimizi aldık. İstanbuldan San Franciscoya direk uçak yok maalesef. Los Angles aktarmalı gitmek zorundasınız. Bu aktarma meselesi yolculuğumun başlamasından bir gün önce bana nerede ise kalp krizi geçirtiyordu. Seyehatten bir gün önce hem kendim hem de arkadaşlarım için  online check in yapayım dedim. Kendiminkini yaptım. Arkadaşlarımın check in işlemini yapıyorum bir farkettim ki onlarda bağlantılı uçak çıkıyor ama benim biletimde bağlantılı uçak görünmüyor. Neden ola ki diye araştırınca anlaşıldı ki biletimi aldığımız sevgili Setur çalışanı ( hala kendisini sevgiyle anıyorum!!! ) seyehatimi bağlantılı düzenlememiş. "Sebep?" dedim. Dedi ki " Öyle 100 dolar daha pahalı oluyordu". Hey Allahım ya sen buna nasıl karar verirsin bırak ben karar vereyim Benden zaten o parayı uluslararası yolcu sayılmayacağım için Amerika iç hatlarda bavul parası olarak tahsil edecekler. Hadi bunu geçtim ya Los Angles ucağı rötar yaparsa öteki uçak beni bekler mi ya da   Los Angles ucağı rotarsız inse bile aradaki yarım saatte uçaktan inip pasaport kontrolundan geçip,  Amerikanın devasa havaalanında iç hatlara ışınlanıp, San Fransisco uçağını nasıl yakalayabilirim? Eee nolacak simdi ?Setur görevlisi" isterseniz biletinizi Los Anglestan San Franciscoya 19.30 da bir uçak daha var o uçağa değiştireyim"  dedi . "E neyse diğer arkadaşlarımda o uçakta en azından Istanbuldan giden uçak rotar yapsa bile onları beklemek zorunda" diye düşündüm ve kabul ettim  fakat bir şeyi göz ardı etmişim maalesef.

Neyse Los Angles'a kadar seyehat çok keyifliydi Kongre olduğu için İstanbuldan bir sürü arkadaşımız vardı. Yol boyu  birbirimizi koltuklarda ziyaret ederek, koltuk aralarında ayakta, şamata gırgır, güzel bır seyahat geçirdik. Hatta öyleki "biraz sussanız da uyusak" diyerek bir yolcu tarafından uyarıldık bile ki haklıydı. Buradan da kendisine kocaman bir özür.

Keyifli bir yolculuktan sonra uçağımız Los Angles havaalanına indi. Aynı anda başka bir kaç uçak daha indi ve tabi sonsuz bir pasaport kuyruğu oluştu. Ben hala "iyi ki uçağı değiştirmişim" diyorum, hala mutlu anlarım!!!  Bavulları da aldık. Arkadaşlarım hemen diğer uçak için bavullarını verdiler ve fakat sıra benim bavula gelince "Bavulunuzda Sanfrancisco etiketi olmadığı için iç hatlarda gidip, bavulunuzu oradan check in yaptırıp, vereceksiniz" dediler. Dedim ya devasa hava alanı, bir yerden bir yere gitmek en iyimser tahminle 10 dakika.  Ben hala mutluyum, elimde koca bavul yetmemiş gibi bir de kabin boyu diğer bavulum arkadaşlarımın da yardımıyla iç hatlara gectik. İç hatlardaki United Airlines bankosundaki kiosklardan self check in yapamayınca görevliden yardım istedim veee acı gerçekle yüzyüze geldim." Maalesef bavul check in kapandı geçemezsiniz" dediler E tabi saat 19.00 olmuş bavul chek in mi kalır o saate? Neyse yine de gideceğimden o kadar eminim ki elimdeki kücük çantamı arkadaşıma verdim. "Siz gidin ben gelirim nasılsa" dedim. Herzaman kafamda B planlarım olur fakat bu sefer yok bir B planım falan. Check in bankosundaki görevliye yalvarıyorum ama umutsuzca. O sırada bankoya genç bir check in görevlisi geldi, diğer arkadaşına "ben hallederim" dedi. Veee bilgilerime bakar bakmaz "aaaa Türkmüsünüz? Benim eski kız arkadaşım da Türktü. Türkleri çok severim , üzülmeyin size yardım edeceğim, sizi bir sonraki uçağa alacağım" dedi.  Bir sonraki uçak 20.30'da ve yer yok. 22.30 daki uçakta yer buldu. Merak etmeyin "bavul ücreti de almayacağım" dedi ( Zaten ödemeyecektim. Çünkü Elit kartım olduğu için Amerika da Star Allianz üyesi havayollarında iç hatlarda bir bavula ücret ödemiyorsunuz. Ama söylemedim  artık o kadar yardım etti bozmayayım, O da yardımcı olmanın mutluluğunu yaşasın diye) Neyse tabii "I appreciated ile başlayarak, bildiğim tüm minnet ve nezaket cümlelerini sıraladım adama. O da jest olarak Türkçe "güle güle, iyi yolculuklar" dedi.  Bu arada kapıyı kontrol edeyim derken bir de ne göreyim uçakta rötar var veeee sonunda  saat 22.30 da kalkacak uçak gece saat 01.00 de kalktı. 02.00 civarı San Franciscoya indi ve bu sefer de bavulum gelmedi. Allahım bir gece için bu benim kaldırabileceğimden bile çok fazla diye içimden geçirerek, bu arada yaşadığım tüm aksiliklerin acısını bu olay vasıtası ile çıkaracağım diye sevinerek  ve kavga etmeye hazır olarak bir hışım kayıp bürosuna gittim. Ama kelimeler neyseki dökülemeden boğazımda kaldı. Meğer bavulum benim yer bulamadığım uçak ile gelmiş ve görevliler emanet kısmına almışlar. Neyse bavulumu alıp, bir taksiye binip otele geldiğimde saat sabahın 03.30' u gösteriyordu. İstanbul San Fransisco arasındaki saat farkı 10 saat ve ben artık uykusuzluktan bayıulmak üzereydim. Kelimenin tam anlamı ile sızmışım.

Böylece San Fransisco macerama hızlı bir başlangıç yapmış oldum.....

Veeee Gezip Gördüklerimi de "Bir Gezgin'in Anıları" isimli Bloğumdan takip edin. :)